Ümit Özdağ’a Özgürlük Platformu’ndan Avukat Uğur Tarhan: Türk hukukçularını haktan adaletten yana olmaya davet ediyoruz

Ümit Özdağ’a Özgürlük Platformu, Silivri Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Platform Sözcüsü Av. Uğur Tarhan, Ümit Özdağ’ın tutukluluğunun milletin vicdanını yaraladığını ifade ederek, “Ümit Özdağ’a Özgürlük Platformu olarak siyasi görüşü ne olursa olsun bütün Türk hukukçularını Sayın Özdağ’ın uğradığı haksızlık karşısında haktan, hukuktan, adaletten yana olmaya, yan yana durmaya, dayanışma içerisinde olmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Ümit Özdağ’a Özgürlük Platformu, Silivri Cezaevi önünde yapılan basın açıklamasının satır başları şu şekilde:

“Kayıtsız koşulsuz millete ait olan egemenlik hakkı, yasama, yürütme ve yargı yetkisinden oluşur. Parlamento’nun yasa yapma, hükümetin kanunları uygulama ve Mahkemelerin karar verme yetkisinin kaynağı Türk Milleti’nin egemenlik hakkıdır. İşte bu yüzdendir ki, Mahkeme kararlarının başlığında ‘’Türk Milleti Adına’’ muharrir. O halde, her yasa, her icrt yahut her karar Türk Milleti’nin vicdanında kabul görmelidir. Milletin vicdanını rahatsız eden, adalet hissini yaralayan kararlara ‘’yasal’’ denilse bile yasal denilemez.

Bizler, mensubu olmaktan erdem duyduğumuz milletimizin egemenlik haklarını savunan Türk Milliyetçisi avukatlar olarak, Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ’ın 21 Ocak 2025 tarihinden bu yana devam eden tutukluluk halinin yasaya, hukuka ve vicdana uygun olmadığını açıkça ifade ediyoruz.

Bir siyasi lider, bir akademisyen, bir muharrir ve kuşkusuz bir Türk Milliyetçisi olan Sayın Özdağ, Antalya’da yaptığı bir konuşmasından dolayı Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla, İstanbul Savcılığı’nın talimatıyla, Ankara’da gözaltına alınıp, Kayseri’deki olaylar nedeniyle halkı kin ve düşmanlığa tahrikten İstanbul’da tutuklanmıştır. Neresi doğrudur ki bu sürecin? Her yeri eğridir! Zira bu soruşturma en başından itibaren Ceza Yöntem kurallarına aykırı şekilde yürütülmektedir. İstanbul Savcılığı’nın bu soruşturmayı yapmaya yetkisi yoktur. Esasen Cumhurbaşkanı’na hakaret argümanıyla açılan davada Mahkeme’nin belgeyi Antalya’ya göndermesi Savcılığın yetkisizliğini hukuksal bir tokat benzeri yüzüne vurmuştur. Anlayanlar için bu bir hukuksal utançtır.

Bundan daha vahimi İstanbul Savcılığı tarafından Kayseri Emniyetine gönderilen talimata cevaben, Kayseri olaylarının yaşandığı tarihte tutulan olay tutanağı yerine alel ivedi hazırlanmış uyduruk bir araştırma tutanağı gönderilmesidir. Sayın Özdağ’ın ve Zafer Partisi’nin en ufak biçimde ismi geçmeyen resmi olay tutanağı yerine, sipariş üzerine hazırlandığı belli olan uyduruk bir araştırma tutanağı gönderilmesi hukuk ismine bir öbür utanç verici durumdur. Bu uyduruk tutanağın da, bu yöntemsiz soruşturmanın da hukuken ciddiye alınır tarafı yoktur lakin gelin görün ki Sayın Özdağ 48 gündür özgürlüğünden yoksundur.

Sayın Özdağ, Türk Ceza Kanunu’nun 216’ıncı unsurunda 1 yıldan 3 yıla kadar ceza yaptırımı öngörülen yani infaz hukukuna göre yatarı bulunmayan halkı kin ve düşmanlığı tahrik suçunu işlediği teziyle 48 gündür tutukludur. 48 gündür iddianamesi yazılmamıştır. İstanbul Savcılığı’na buradan soruyoruz:

İDDİANAME NEREDE?

​Bu soruyu bugün Silivri’den, Sayın Özdağ tutuklandığı günden beri adalet nöbeti tutulan Zafer Otağı’ndan soruyoruz.

​Eğer sorumuzun karşılığı en kısa sürede verilmezse yani iddianame yazılarak Mahkeme’ye gönderilmezse bu sefer Adalet Bakanlığı’nın önünde aynı soruyu soracağız.

​Üstelik oraya yalnızca cübbelerimiz ve pankartlarımızla gitmeyeceğiz. Yanımızda yüzlerce hukukçunun imzaladığı Ümit Özdağ’a Özgürlük Bildirileri de olacak ve bildirilerimizi şahsen Bakanlığa teslim edeceğiz. Şimdiden de uyarıyoruz, sakın bizi engellemeye kalkmayın. Zira biz haklıyız, siz haksızsınız!

Ümit Özdağ’a Özgürlük Platformu olarak siyasi görüşü ne olursa olsun bütün Türk hukukçularını Sayın Özdağ’ın uğradığı haksızlık karşısında haktan, hukuktan, adaletten yana olmaya, yan yana durmaya, dayanışma içerisinde olmaya davet ediyor, milli egemenliğin yegane sahibi Büyük Türk Milleti’ne sonsuz hürmet ve bağlılıklarımızı bildiriyoruz.

Ne mutlu Türküm diyene.”