‘Yeni bir Asya-Pasifik önümüzdedir. ABD’nin Hint-Pasifik tezi bitti’

“Kuzey Kore’yi 1948’de kuranlar Ruslardır. Kim Jong Un bugün o koltukta oturuyorsa, 1948’de onun dedesini de Ruslar getirdiği için. Ondan sonra ülkenin gelişiminde, ayakta durmasında Sovyet Rusya’nın dayanağı ve katkısı vardır. Önce bunu tespit edelim. Bunu niçin söylüyoruz? Güya Kuzey Kore uzakta, Rusya tarafından bilinmeyen bir ülke benzeri anlatıldı. Bilhassa Türkiye’de bu türlü anlatıldı. Halbuki Kuzey Kore ve Rusya arasındaki bağlantı hayli tarihseldir. 1948 de bizim çağdaş manada tanımladığımız yıl. Kore halkı ile Rusların ilgisi 1700’lere kadar uzanıyor değilse. Tarihçesi uzun. Bundan Ötürü Asya’daki ilk komünistler de Korelilerdir. Çinliler diye bilinir fakat ilk temas Koreliler ile başlar. Bilhassa Mançurya’daki Koreli göçmenlerde bunu görüyoruz.

Günümüze gelirsek, Kore’nin hem SSCB hem de Rusya için farklı bir yeri var. Boris Yeltsin döneminde yani Rusya Federasyonu’nun ilk yıllarında, Kuzey Kore çok fazla merkezde değildi zira Batı ile olan bağlantıların bozulmasını istemiyorlardı. Putin’in de ilk devirlerinde sınırlı bir alaka vardı. Fakat 2014’ten sonra Rusya, tarafını Asya-Pasifik’e çevirdi. Bilhassa Kim Jong Un ile ilişkiler farklı bir düzeye yükseltildi. Fakat bugün apayrı bir şey var. Dün, kapsamlı stratejik iştirak muahedesi imzalandı ve iki ülke arasındaki alaka düzeyi müttefikliğe yükseltildi. Bu sabahtan itibaren Kuzey Kore, Rusya’nın hem stratejik ortağı hem de müttefiki.”

“Anlaşmanın dördüncü unsuru, taraflardan birine yapılan hücumun bir başkasına yapılmış sayılacağını ifade ederek yardımda bulunulacağını thhüt ediyor. 1961 yılında SSCB ve Kuzey Kore muahedesi birebirdir. Bugünkü anlaşma, 1961’dekinin canlandırılmasıdır. Bu bir pakt olarak da nitelendiriliyor ama çabucak mayıs ayına dönelim. Putin, Pekin’e gitmişti. Putin-Şi görüşmesinde, Asya-Pasifik güvenliğinin Rusya ve Çin tarafından sağlanacağı belirtilmiş ve Tayvan özelinde de açıklamalar yapılmıştı. Buradan yola çıkarak artık Asya-Pasifik’te bir ittifakın olduğundan bahsedebiliriz. Bu ittifakın üçüncü halkası da Kuzey Kore oldu. Sonrasında Vietnam gelir mi? Bilmiyoruz. Ama Putin’in ayak izlerini takip edin: Çin, Kuzey Kore, Vietnam. Bunların üçü de komünist. Kamboçya gelebilir bundan sonra. Orası da kalan son komünist ülkelerden birisi. Şayet Putin orayı da halkaya ekleyebilirse, Soğuk Savaş devrindeki Sovyet iştiraklerini yeniden canlandırma arayışında olduğunu söyleyebiliriz.”

“Peki bu gezi neden önemli? Putin niçin gitti Kuzey Kore seyahatine? ‘Kahraman Kuzey Kore halkı, savaşta bize yardım ediyor’ dedi Putin. Savaşta destekledikleri için gitti. Batı’nın savına göre, Kuzey Kore bir yıldır top mermisi sağlıyor. Lakin Putin bir şey söyledi. ‘Batı, Ukrayna’ya bize karşı savaşmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. O zaman ben de Kuzey Kore ile savunma mutabakatı imzalarım’ dedi. Yani ‘sen yapıyorsan, ben de yaparım ve bu meşrudur’ dedi. Kuzey Kore ile yeni devirde bu münasebetin ismini koyuyorlar ve yasal yerde savunma alanındaki ilişkileri yürütecekler. Ayrıyeten Putin, hiç kimsenin Kuzey Kore’ye yaptırım dayatamayacağını ve Kuzey Kore’yi kimsenin işgal edemeyeceğini belirtti. Burada ABD’yi, Güney Kore’yi ve Japonya’yı kastediyor. Kuzey Kore’yi koruyacağının thhüdünü verdi.

Şimdi Batı’daki en büyük endişe şu: Rusya, Kuzey Kore’yi kanatları altına aldı. Sanki Rusya, Kuzey Kore’yi nükleer şemsiyesi altına alacak mı? Rusya, Kuzey Kore’nin nükleer gücüne katkıda bulunacak mı? Bence bulunacak. Uzay çalışmaları kapsamında balistik füze geliştirme iştiraki? Evet, başladı. Turizmde, ticarette vs. de aslında işbirliği yapılacak. Kuzey Kore kıyılarındaki oteller tespit edilecek, tadilatlar yapılacak ve yeni tesisler inşa edilecek. Rus turistler buraya yönlendirilecek. Bizim kıyılarımız pahalı olduğu için Rus turistler ülkeyi terk ediyor. Tahminen ileride Kuzey Kore’deki tesislere yönlenecekler. Tabii asıl çok önemli olan Rusya’nın, savunma alanında Asya-Pasifik’te ‘Biz varız’ demesi. Soru şu: Çin bundan rahatsız mı ya da Çin’in bundan haberi var mı? Elbette haberi var. Biliyorsunuz Putin ve Şi Cinping bir kucaklaştı orada. Ondan sonra Kim Jong Un ile kucaklaştı. Sonra Vietnam Komünist Partisi Başkanı ile kucaklaştı. Bu artık bir gelenek haline geldi. Asya’daki bütün ziyaretlerde bu kucaklaşma moda olacak.”

“Asya’da bir NATO mu kuruluyor’ diyenler var. Bu mutabakattaki dördüncü maddeyi, NATO’nun beşinci unsuruna benzetenler var. Burada bir ittifak var tabii ama bölgesel bir pakt bence yok. Zira Çin, askeri paktlara karşı. Çin şöyle diyor: ‘Ekonomi, ticaret, teknoloji bana ait. Rusya, sen bu işin savunma boyutuna bak. Askeri olarak sen koru.’ Zira Rusya’nın elinde Kolektif Güvenlik Anlaşma Örgütü var. Rusya daha önce bu bahislerde tecrübeli. Sovyet ve Varşova Paktı geçmişi var. Bundan Ötürü Rusya, bölge ülkelerine gidecek ve ‘Amerika’nın zorladığı, sıkıştırdığı ve Amerika’dan bunalan Asya-Pasifik ülkeleri için Rusya, yeni bir hava alma, yeni bir nefes alma yeri açtı’ diyecek. Bu Kuzey Kore olur bugün. Ama Vietnam’a da benzer teklifi var. ‘Seni sıkıştırıyorlarsa yanıma gel, nükleer muhafaza şemsiyemin altına gir’ diyebilir. Yavaş yavaş Asya’daki uluslar Rusya’ya yaklaşmaya başlayabilir. Mesela Çin’in bölgesel hırsları var. Kimi ülkeler tarihi süreçte buna şahitlik ettiğinden Çin’e pek yanaşmıyor. Ama Rusya ile Vietnam halkı arasında farklı bir ilgi var. Zira Vietnam Savaşı boyunca Sovyetler Birliği’nin inanılmaz bir yardımı var. Şu Anda Batılı gözlemciler de ‘Sıra Vietnam halkında. Ukrayna Savaşı’nda Rusya’nın takviyeye ihtiyacı var’ diyorlar. Vietnam Komünist Partisi de ‘Borcumuzu ödeme zamanı’ diyor. Ziyaret biraz ekonomik benzeri gözüküyor fakat Vietnam ile savunma alanında Hindistan ve Rusya’nın başka ilişkileri var. Vietnam’daki füze sistemlerinde Rusya’nın katkısı var. Vietnam tabii şimdi savaş alanında pek katkı yapamaz. Savunma sanayi üreticisi değil. Ama Rusya’nın savunma endüstrisinin çok önemli bir müşterisi olup, Amerikan merkezli Hint-Pasifik ekseninden kayarak Rusya merkezli Asya-Pasifik oluşumuna yanaşabilir. Yani mesela Rusya, çok yavuz bir şekilde ‘Ben nükleer müdafaamın altına alırım’ diyor. Bunu Çin yapmaz. Çin’in bu türlü bir uygulaması yok. Çin daha fazla ekonomik yardımdan, fonlardan vs. söz ediyor.

Çin’den eksik kalanı Rusya tamamlıyor. Mayıs ayında ne demişlerdi? ‘Asya-Pasifik güvenliğini birlikte sağlayacağız’ demişlerdi. Yani Asya-Pasifik’i, Japonya’ya ve ABD’ye bırakmayacaklarını belirttiler. Japonya’nın altını çiziyorum. Bölge, ittifaklar çöplüğüne döndü son devirde. Son üç yıldan beri AUKUS kuruldu, Japonya-ABD-Güney Kore, yok ABD-Filipinler vs. ittifak çöplüğüne döndü Asya-Pasifik. Her yıl hatta altı ayda bir ittifak kuruluyor. Biden yönetimi, her altı ayda bir ittifak kuruyor. Filipinler sorumluluğunu yerine getiremezse Mikronezya ile, Brunei ile ittifak kurar artık.”

“Bugünden itibaren Asya-Pasifik’te yeni bir dönem başladı. Rusya, Asya-Pasifik’e yöneldi, Rusya bölgede ikili alakalarını geliştirecek, Asya-Pasifik gücü olacak demiştik. Ama bugünden itibaren Rusya artık Asya-Pasifik’te var. ABD’nin Hint-Pasifik dediği şeyin tam ortasında. ABD, Çin’i kuşatıp boğmaya çalışırken başına bir de Rusya belasını aldı. Vladivostok’u, Pasifik filosunu güçlendirecekler şimdi. Çin ile askeri, siyasi ve ekonomik manada bölgedeler. Bir de Asya’nın iç kısımları, Rusya’nın yabancı olduğu yerler değil. Geçmişte burada Rusya’nın tesiri biliniyor. Şu Anda Vietnam tamamlandıktan sonra Belarus ziyareti ve Astana’da Şangay İşbirliği Örgütü zirvesi var. Orada Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan da bulunacak. Bakalım ne sürprizler çıkacak? Bundan Ötürü bence Rusya’nın bu atağını, G-7’nin Rusya’ya ait 50 milyar doları gasp etmesi tetikledi. Putin ‘Hırsızlar’ diye suçladı. Tabii daha da kıymetlisi, ABD, Ukrayna ile 10 yıllığına savunma muahedesi imzaladı. Yani niyetleri, savaşı 10 yıl daha sürdürmek.”

“Çin ve Rusya hakikaten de sizin dediğiniz benzeri adımlarını ritmik atıyor. Bir çok önemli ayrıntı daha var. Putin, Kuzey Kore’nin gazetesine bir makale yazdı. Putin orada ‘Kuzey Kore ile birlikte, Avrasya güvenlik mimarisini oluşturacağız’ diyor. Yani Kuzey Kore de yer alacak. Yani Asya-Pasifik’te Kuzey Kore’nin yerini biliyoruz zati. Demek ki tüm Asya-Pasifik coğrafyasını ve oradaki yeni sistemi, yeni dünyayı Çin de dahil olmak üzere hep bir arada ‘Avrasya’ olarak isimlendiriyorlar. Hatırlarsanız Rusya ve Çin, iştiraklerini ‘Büyük Avrasya Ortaklığı’ olarak isimlendirmişti. Bu da çok önemli. Putin, şahsen makalesinde de Avrasya güvenliğinden bahsetti. Kuzey Kore kimdir? ABD’nin ‘Küresel sisteme tehdit’ olarak anlattığı bir ülkedir. Putin ise ‘Kuzey Kore ile Avrasya güvenlik mimarisini birlikte kuracağız’ diyor. Soru şu: Kuzey Kore, Şangay İşbirliği Örgütü’ne mi girecek? Kolektif Güvenlik Mutabakatı Örgütü’ne mi girecek? BRICS’e mi girecek? Yoksa değişik bir şey mi olacak? Ama Putin ‘Kafanıza göre Kuzey Kore’ye yaptırım uygulayamazsınız, bunu engelleyeceğiz’ diyor. ABD’yi de ‘yeni sömürgeci imparatorluk’ olarak isimlendiriyor Vladimir Putin bu yaptırımlar üzerinden. Bu makale çok önemli. Muazzam tanımlamalar var. Ritmik olarak Çin ile adımlar atıyor Rusya ve Şi Cinping’in değerlendirmelerine de benziyor bu.”

“Vietnam’ı önemsiyorum. Geçtiğimiz kasım benzeri Şi Cinping de Vietnam’ı ziyaret etti. Orada anlaşma imzalandı. Şu Anda Rusya. Duble bir yaklaşım var. Vietnam baktığı zaman bakacak, bir tarafta Biden’ın ABD’si var. Diğer tarafta ise Vietnam’ın eski dostları var. Ho Chi Minh, Çin Komünist Partisi’nde yetişmiş birisi. Onun dayanağıyla Vietnam’a geldiler. Çin ile tarihî ilişkiler var. Öte yandan Vietnam’ın mücadelesinde de Sovyet Rusya rol oynadı. İki taraftan da dostları. Bu yeni dönem heyecan verici. Bakalım Çin’i Filipinler ile kuşatmaya çalışan ABD şu anda ne yapacak?

Tabii bir telaşım var. ABD bu panikle, Japonya’yı nükleer silahlara erişebilen bir ülke statüsüne getirirse bu tehlikeli olur. Japonya’nın taleplerine onay verir, mahzurları kaldırırsa, Japonya nükleer başlıklar üretmeye başlar. O zaman ne olacak? 2. Dünya Savaşı öncesi askeri imparatorluk olan Japonya’yı tekrar Pasifik’te göreceğiz. Tabii ABD kendi Frankeistein canavarını yaratmış olur. Bu Japonya, Nagazaki’nin hesabını sorar. Kişida’nın Time mecmuasına bir röportajı vardı. ‘Memleketim Hiroşima. Babnnem, çocukluğumuzda orada atom bombası yüzünden yaşanan vahşeti anlattı. Bizim çocukluğumuz, o öyküleri dinlemekle geçti’ diyor. ABD’nin müttefiki bu. Ortalama her Japon, atalarından bunu dinledi. Gün gelir bunun hesabını ABD’den sorarlar. Japonya’ya dikkat edelim diyoruz o yüzden.”

“Putin’in yaptırımlar problemiyle ilgili açıklamasında şu mesaj var: Bundan sonra Kuzey Kore’ye karşı alınacak yaptırım kararlarını Rusya dinlemeyecek. Her türlü yardımı yapacak. Yani Rusya, BM Güvenlik Konseyi’nin Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımlarını tanımayacağını belirtti. Bir tarafta Çin’in ekonomik yardımı, diğer yandan da Rusya’nın karşılıklı askeri işbirliği var.

Bu mühimmat savını da ortaya atan Güney Kore. Sen gidiyorsun yüz binlerce top mühimmatını, ücretsiz Ukrayna’ya hibe ediyorsun. Bu sorun olmuyor ama Rusya gidip top mermisi alınca sorun oluyor. İşte, uluslararası sistemdeki dengesizlik ortada. Savaş olsa da adil olacak. Her iki taraf da yapacak yapacağını. Ama bu bile adil değil. Terazi tek bir tarafa ağır basıyor. İsrail’i görüyorsunuz. Gazze’yi, Refah’ı gördük. Adam BM Güvenlik Konseyi’ne, Adalet Divanı’na uymuyor. Rusya da şu anda diyor ki ‘Madem onlar uymuyor, bu da benim Uzakdoğu’daki müttefikim’ diyor. Yoldaşlık, kardeşlik bitti. Artık müttefiklik var. Diledikleri kadar silah alıp vereceklerini söylüyorlar. Bugünden itibaren yeni bir Asya-Pasifik önümüzdedir. Hint-Pasifik falan bitti. Rusya ve Çin ele ele verip, Kuzey Kore ile üçlü bir ittifak kurabilir. Bu, ABD-Japonya-Filipinler benzeri üçlülere karşı olabilir. ABD her yıl bir ülkeyle üçlü ittifak kuruyor. İşte bunlara karşı Rusya, Çin ve Kuzey Kore. Biri esasen dünyanın en büyük ekonomisi, başkası en büyük askeri güçlerinden birisi. Kuzey Kore’nin de nükleer gücü var. Baş edebilirseniz edin.”

“ABD hem Avrupa’da hem burada ne yapacak? Ben Trump’ı merak ediyorum. Sanki 2025’te Trump iktidara gelirse, ‘Küçük roket adam’ falan diyerek Kim Jong Un’un aklını çelebilecek mi? Bence Putin çok akıllı bir adım attı ve stratejik iştirak mutabakatıyla, Kuzey Kore’yi bağladı. Kim Jong Un’un bu ‘Macera dolu Amerika’ teşebbüslerini de engellemiş oldu. Zira Trump, ‘Ben tekrar kaldığım yerden Kuzey Kore ile devam edeceğim’ demişti. Bundan Ötürü şayet Trump’ın ikinci dönemi olsaydı, Kim Jong Un’u Beyaz Saray’da bile görebilirdik. O kadar farklı bir dünyaya doğru gidebiliyoruz ki… Bu Kurban Bayramı, bunları izlemekle, yorumlamakla geçti. Şu Anda de Vietnam ziyareti var. O bitecek Şangay başlayacak. O bitecek NATO başlayacak. İzleyip göreceğiz.”