Özgür Özel: DEM’den önce Bahçeli ile görüşmemi önerdiler, ‘Asla’ dedim
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeden sonra 28 Şubat davasında hükümlü komutanların da tahliye edilmesinden memnuniyet duyduğunu söyledi, Gerçek bir olağanlaşma için en acil adımın “Gezi” konusunda atılması gerektiğini söyleyen Özel, Bahçeli ile görüşmesi ve DEM Parti’nin olağanlaşma tenkitlerine ilişkin olarak da, “
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gazete Duvar Genel Yayın Yönetmeni Barış Avşar, Ankara Temsilcisi Nergis Demirkaya ve Parlamento Muhabiri Ceren Bayar’ın gündemdeki bahislere dair sorularına cevap verdi. Özel’in cevaplarından kimileri şu şekilde:
“Normalleşmenin ilk adımı 31 Aralık’ta atıldı, 28 Şubat’ın hallolmasından mutluyum, Kobani’yi eleştirdim”
Özel, “normalleşme” adımları ile DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan‘ın olağanlaşma tartışması yapılırken Kobani davası kararlarını işaret ederek ‘Normalleşme Kürtler hariç gerçekleşiyor’ değerlendirmesine iişkin şunları söyledi:
“Böyle bir soru yahut tespit çok legal ama muhatabı ben değilim. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi şayet Kobani davasına sessiz kalıp 28 Şubat davasına şad olsaydı o zaman bu tespit yapılırken tenkide açık alanda biz de duruyor olurduk. Ama biz Kobani davasını 10 milletvekiliyle takip ettik. Kararın hukuksuz olduğunu vurguladık. Sıkıntıyı dikkatle takip ediyoruz. 5 Kasım Kurultayı’ndan sonra biz 31 Aralık günü bütün önderleri aradık. Kurultaydan sonra tebrik için AK Parti’den Abdullah Güler Grup Başkanı olarak aradığı için ben de Abdullah Bey’i aradım, “Grubunuzun yeni yılını kutluyorum” dedim. Yani olağanlaşma dedikleri problemin ilk adımı 31 Mart’tan sonra 1 Nisan’da değil 31 Aralık’ta atıldı.
Ama 1 Nisan’da şöyle bir şey çıktı ortaya; Cumhuriyet Halk Partisi birinci parti olma sorumluluğuyla artık eski tartışmaları tamamen bir kenara bıraktı. Bayramda bütün başkanları aradım, Cumhuriyet Halk Partisi’nden sonra en çok oyu almış olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin genel liderinden randevu talep ettik. Diğer siyasi partilerin önderleriyle görüşmelere başladık. Zira biz artık birinci partiyiz. Dünyada en yüksek oyu alan, en büyük sosyal demokrat partiyiz. Bize bir sorumluluk düşüyordu ve biz o adımı attık. Biz o adımı herkese atıyoruz. Ve bu adımın münasebeti de birilerinin dediği benzeri yumuşama falan değil. Olağan bu esasen. Olması gereken bu. Yani siyaset diyalog kurmadan, merhabalaşmadan, birbirine küserek yapılamaz. Ben gidip görüştüğümde Sayın Erdoğan’la neler konuştuğumu kamuoyuna açıkladım. O görüşmenin unsurlarından biri olan 28 Şubat sıkıntısının hallolmasından memnuniyet duydum. ‘Doğru bir karar’ dedim. Ama Kobani sorununu de eleştirdim. Eleştirmeye de devam ederiz.
‘Normalleşmede en acil bahis Gezi”
Özel, “Gerçek bir olağanlaşma için atılmasını beklediğiniz en acil adım ne? Ve öbür hangi adımları bekliyorsunuz?” sorusuna da şu cevabı verdi:
“Gezi. Gezi sıkıntısı Türkiye’yi hem içeride hem dışarıda çok önemli kahra sokuyor. Avrupa Kurulu Parlamenterler Meclisi’ne gittim. Meclis’in Türk delegasyonunu ziyaret ettim. Başkanı da Sayın Türkeş (AK Parti Milletvekili Tuğrul Türkeş). Tam bir mutabakat içinde geçti görüşmemiz. Zati kendisinin de süreci ortada. O yüzden Türkiye’nin hem dış siyasette bu kadar zora girmemesi hem de bu büyük haksızlığın bir an önce ortadan kalkması için yakından ve umutla takip ediyorum.”
“DEM’den önce Bahçeli ile görüşmemi önerdiler, ‘Asla’ dedim”
Özel, “Normalleşme süreci için MHP’nin bir fren, bir takoz fonksiyonu gördüğü yorumlarına ne diyorsunuz? MHP olağanlaşmayı engellemek mi istiyor?” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Birincisi siyasetin olağanlaşması hepimizin görevi. Devlet Bahçeli de randevu talebimizi olumlu karşılayarak gerekli adımı attı. Çünkü geçmişte Meclis Başkanı DEM’le görüşüyor diye randevu vermiyordu. Bize DEM’den önce Bahçeli’yi ziyaret etmemizi önerenler oldu. ‘Asla’ dedim. Bu türlü bir şey doğru değil. Bu yalnızca DEM’e oy verenlere değil Sayın Bahçeli’ye de büyük bir saygısızlık olur. Bir kandırma olur. Herkes normalleşmede gereğini yapacaktır kesinlikle. Yapmayan da öbür bir ayrışma içine girecektir. Sayın Bahçeli randevu vererek ve çok sağlıklı bir müzakere yürüterek üzerine düşeni yaptı. Bu siyasetin olağanlaşması. Ama Türkiye olağanlaşmaya o kadar aç ve talepkar ki her şeyin olağanlaşmasını istiyor insanlar haklı olarak. Adaletsizliklerin olağanlaşmasını istiyorlar, iktisadın olağanlaşmasını istiyorlar. Devlet – vatandaş alakalarının olağanlaşmasını istiyorlar.”
Binali Yıldırım’dan OHAL telefonu: “Kemal Bey’in hakkını teslim edelim”
Şunu da hatırlatayım; Yenikapı ruhu hatırlatmasıyla Cumhurbaşkanı, Kemal Bey‘i eleştirmiş. Ama 15 Temmuz’dan sonraki 15 günde yapılanlara bakarsan 7’nci günde OHAL ilan etti. Şu Anda Kemal Bey’in hakkını teslim edelim. Devrin Başbakanı Binali Bey telefon açtı Kemal Bey’e. Tesadüfen yanındaydım ve OHAL ilanı ile ilgili şu söylediği söz kulaklarımla duydum; ‘Biz destek veremeyiz. Müsde edin Sayın Başbakan birileri de demokrasiyi savunsun’ dedi ve OHAL ilanına CHP karşı çıktı. Ne oldu sonra? ‘Üç ay bile sürmeyecek’ dedikleri OHAL yıllarca sürdü. OHAL döneminde bir referandum, bir genel seçim yaptılar. Yani OHAL kurallarında genel seçim yapmaya tenezzül ettiler. Bunları not etmeden de ‘Yenikapı ruhu’ndan Kemal Bey ayrıldı, Özgür Bey olsa kalırdı’ denemez. Yani OHAL nizamında anayasa değişikliği olsa Özgür Özel seninle birlikte konuşabilir miydi bunu?