Narin Güran cinayeti: İddianamede asıl fail ve olayın nedeni neden belirlenemedi? Hukuki süreç bundan sonra nasıl işleyecek?

Narin Güran cinayeti: İddianamede asıl fail ve olayın nedeni neden belirlenemedi? Hukuksal süreç bundan sonra nasıl işleyecek?

Narin Güran cinayeti: İddianamede asıl fail ve olayın nedeni neden belirlenemedi? Hukuki süreç bundan sonra nasıl işleyecek?
Yayınlama: 23.10.2024
4
A+
A-

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 21 Ağustos’ta Diyarbakır’da kaybolan ve cansız vücudu 8 Eylül’de bulunan sekiz yaşındaki Narin Güran’ın vefatıyla ilgili yürüttüğü soruşturma tamamlandı.

Hazırlanan iddianamede Narin’in amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve ailenin komşusu Nevzat Bahtiyar, “iştirak halinde çocuğu taammüden öldürmekle” suçlandı.

BBC Türkçe’nin incelediği iddianamede asıl failin kim olduğu ve cinayetin hangi sebeple işlendiği ise belirtilmedi.

BBC Türkçe’ye konuşan Diyarbakır Barosu Narin Güran Komitesi üyesi avukat Mehdi Özdemir, bunun en çok önemli nedeninin soruşturmanın ilk aşamasında yaşananan ihmaller olduğunu savundu.

İddianamede neler var?

İddianamede, HTS (Arama trafiği kayıtları) ve baz istasyonu kayıtlarına göre şüphelilerin olay anında aynı yerde olduğu tespitine yer veriliyor.

Aile üyelerinin Narin’in bulunmaması için kolluk güçlerini organize bir şekilde yönlendirmeye çalıştığı ve arama çalışmalarını engellemeye çalıştığı aktarılıyor.

Bu kapsamda etraftaki Suriyelilerin kaldığı çadırların yakınında bulunan bir terlik üzerinden olayın Suriyelilere yönlendirilmeye çalışılması, yangın çıkartılması benzeri tespitler yapılıyor.

Amca Salim Güran’ın kolluk ünitelerini yanlış yönlendirmeye ve arama çalışmalarına istikamet vermeye çalıştığı, huzursuz hal ve hallerde bulunduğunun kolluk ünitelerince anlaşıldığı belirtiliyor.

Çalışmaların devam ettiği 2 Eylül’de anne Yüksel Güran ile bayan jandarma çalışanı arasındaki görüşmelerde, “henüz Narin bulunamamış olmasına karşın annenin kızının öldüğünden adeta emin olduğu, kızının durumuna üzülmekle birlikte oğlu Enes’i muhafaza gayreti içinde olduğunun gözlemlendiği” aktarılıyor.

Amca Salim Güran’ın cep telefonuna ilişkin yapılan incelemede WhatsApp dataları ile Narin’in kaybolduğu güne ilişkin görüşme geçmişlerinin silindiğinin tespit edildiği belirtiliyor.

İddianameye göre, Tavşantepe Mahallesi’nde kolluk görevlilerince yürütülen devriye fliyetleri çerçevesinde aile üyelerinin sık sık toplantılar yaptığı da belli oldu.

Narin’in cansız vücudunun bulunduğu Eğertutmaz Deresi’ni gören kamera kayıtlarının detaylı olarak incelendiği belirtilen iddianamede, “olayın akşamı bir aracın cesedin bulunduğu alana gidip durduğu ve sonradan döndüğünün tespit edildiği, dar alan baz çalışmasına ilişkin eksper raporu ve HTS tahlil raporu çerçevesinde değerlendirildiğinde buraya giden kişinin Salim Güran olduğunun net bir şekilde tespit edildiği” ifade ediliyor.

İddianamede şüphelilerin çelişkili sözlerine de dikkat çekiliyor.

Sonuç kısmında ise teknik raporlar dikkate alınarak şu tespite ulaşıldığı belirtiliyor:

“(…) Şüphelilerin fikir ve eylem birlikteliği içerisinde iştirak iradesiyle hareket ederek, öldürme eylemi üzerinde ortak hakimiyet kurarak belirlenemeyen bir sebep ve saikle Narin Güran’ı boğmak suretiyle öldürdükleri ve üzerlerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri konusunda kâfi kuşkunun oluştuğu kantine varıldığı anlaşılmıştır.”

Bu nedenle şüphelilerin ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmaları talep ediliyor.

İddianamede asıl fail ve olayın sebebine dair bilgi neden yok?

İddianamede birçok çok önemli bilgi, delil ve tespite yer verilmekle birlikte asıl failin kim olduğu ve cinayetin hangi sebeple işlendiğinin belirtilmemesi dikkat çekiyor.

Davanın müştekilerinden (şikayetçi) Diyarbakır Barosu’nun Narin Güran Kurulu üyesi avukat Mehdi Özdemir, bunun en çok önemli nedeninin Narin’in kaybolmasından cansız vücudunun bulunmasına kadarki süreçte yaşanan ihmaller olduğu kanısında.

Özdemir, “On dokuz günlük süreç teknik manada çok fazla kanıtın kaybettirilmesine fırsat sağladı” diyor.

Özdemir, aile üyelerinin arama kurtarma çalışmalarını yönlendirme uğraşlarının iddianamede de tespit edildiğinin altını çizip ekliyor:

“Esas faili, olayın arka planını ve oluş biçimini ortaya çıkartan bir datanın ortaya konulamamasının nedeni, 19 günlük süreç içerisinde şu an şüpheli pozisyonda olan ya da bu dava kapsamında yargılanan sanıkların kendi içinde şuurlu bir gayeyle o kanıtları tek tek kaybettirmeleri ve bu kanıtların tekrar geri getirilememesidir.

“Kolluk vazifelileri ne yazık ki ilk gün aileyi şüpheli pozisyonunda değerlendirip arama kurtarma çalışmalarının dışında tutacak bir pozisyon alamamışlardır. Almadıkları için aile tüm kanıtları kaybetmiştir.”

Özdemir, “Türkiye’deki çocuk kayıp hadiselerinde, arama kurtarma çalışmalarının uzman bireyler tarafından yapılmamasının büyük bir eksiklik olduğunu” savunuyor.

Hukuki süreç bundan sonra nasıl işleyecek?

İddianame 21 Ekim’de Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu.

Ceza Mahkemesi 15 gün içinde iddianame ile ilgili bir karar verecek.

Mahkeme, iddianameyi kabul edebilir ya da münasebetlerini sunarak iade edebilir ve bu durumda yeniden hazırlanan iddianame yeniden mahkemeye sunulabilir.

BBC Türkçe’ye avukat Mehdi Özdemir, olayın asıl faili ve olayın oluş halinin açığa çıkmama ihtimaline de dikkat çekiyor:

“Mevcut savcıların hazırlamış olduğu iddianame kendi içerisinde belli kanıt örgüsünü içermekte. Bu örgünün dışında mahkeme, bulabileceği bir kanıt varsa pek tabii ki bunu yapacaktır. Lakin mevcut haliyle tanık sözleri ya da şüpheli sözleri üzerinden şekillenen bir yargılama süreci ile de karşılaşabiliriz. Bu da kuvvetli bir ihtimal. Bu noktada mahkeme süreci bir datayı, bir beyanı, bir bilgiyi içermezse kendi içinde bu konu karanlıkta kalabilir.”

Avukat Özdemir, baro olarak kendi hedeflerini ise şu sözlerle açıklıyor:

“Biz şimdi herhangi bir soruşturma fliyeti kapsamında şüpheli pozisyonda yer almayan bireylerin de soruşturularak temelinde bir bütün olarak bu organize kötülük hali içerisinde yer alan herkesin yargılanmasını istiyoruz.”

Özdemir, şimdi evrakta kapalılık kararı olduğunu, iddianamenin kabulünün akabinde evraka hakim olmalarından sonra yargılanmanın genişletilmesi için toplanması gereken kanıtlara ilişkin bir çalışma yürüteceklerini söylüyor.

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.