6 Şubat depremi: 6 kişilik aileden geriye 2 kişi kaldı

6 Şubat depremlerinde Nurdağı’nda ailesinden 4 kişiyi kaybeden Mehmet Polat, davanın tutuklu sanığı eski Nurdağı Belediye Başkanı Kavak’ın kardeşinin aile büyüklerine “şikâyetinizi geri çekin” dediğini söyledi.

6 Şubat depremi: 6 kişilik aileden geriye 2 kişi kaldı
Yayınlama: 03.02.2024
10
A+
A-

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 tarihindeki depremlerde Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde 26 kişinin öldüğü Kavak Apartmanı’nın çökmesi sonucunda 6 kişilik Polat ailesinden 4 kişi hayatını kaybetti. Kardeşi Yusuf ile geride kalan Mehmet Polat, davanın tutuklu sanığı Nurdağı Belediye Başkanı Ökkeş Kavak’ın kardeşinin, “tatlı alıp” aile büyüklerinin yanına giderek, “şikâyetinizi geri çekin” teklifinde bulunduğunu anlattı. 1998 yılında inştına kaçak olarak başlanan ve 2001 yılında tamamlanan Kavak Apartmanı’nın yapı ruhsatının sahte belgelerle 2013 yılında alındığı ortaya çıkmıştı.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde bulunan Kavak Apartmanı’nda 26 kişi hayatını kaybetti.


Depremde çöken Kavak Apartmanı’nın enkazının altında kalanların kurtarılması için sosyal medyada yardım çağrıları yapılmıştı Fotoğraf: privat

Depreme apartmanın birinci katında yakalanan 6 kişilik Polat ailesinden baba Mehmet, anne Emine, çocukları Gizem ve Fatma Zehra Polat hayatını kaybetti. Gizem Polat, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği mezunuydu. 18 yaşındaki Yusuf Polat enkazdan 72 st sonra sağ olarak çıkarıldı. Ailenin en büyük oğlu Mehmet Polat ise Zonguldak’ta çalıştığı için evlerinde değildi. Mehmet Polat, depremin ardından kardeşi Yusuf’u alarak Nurdağı’nı terk etmiş. Zonguldak’a yerleşen Mehmet Polat, “Orada kimsem kalmadı, Zonguldak’ta yeni bir hayat kurduk” dedi.

Nurdağı Belediyesi neden yıktırıldı?

To view this video please enable JavaScript, and consider upgrading to a web browser that supports HTML5 video

Depremin üzerinden bir yıl geçtiğini anımsatan Polat, DW Türkçe’ye “Uyku diye bir şey yok bize. Yediğin yemek, yemek olmuyor sana. Bir şeyler yemek içmek için yiyorsun. Dışarı çıkıp dolanamıyorsun. Bir yere gideyim diyorum, annemi götürmedim diye ayağım varmıyor. Aynı şekilde kardeşlerim… Bir yılda yaralar kapanmadı. Kimse için kapanmadı. Kapanacak benzeri de değil” dedi.


Nurdağı’ndaki Kavak Apartmanı’nda 26 kişi hayatını kaybetti Fotoğraf: privat

“2 kilo tatlıyla gönül almaya gelmişler”

Mehmet Polat, Kavak Apartmanı davasında tutuklu olarak yargılanan sanık eski Nurdağı Belediye Başkanı Ökkeş Kavak’ın kardeşinin, Zonguldak’a gelerek dedesiyle görüştüğünü anlatı. Kavak’ın kardeşinin yanında bir okul müdürünün de olduğunu anlatan Polat, “Dalga geçer iki kilo tatlı alıp gönül almaya gelmişler. Ben yoktum. Dedeme, neneme ve kardeşime şikâyetinizi geri çekin, Ökkeş Kavak’ın suçu yok demişler. Maden suçsuz, çıksın mahkemede yargılansın görelim” diye konuştu.

Polat, Nurdağı Zirt Odası Başkanı K.B. ve Nurdağı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanı H.G.’nin de amcasının yanına gelerek şikâyetlerini geri çekmesini istediğini anlattı.

Kavak Apartmanı neden yıkıldı?

26 kişinin öldüğü Kavak Apartmanı davasında, aralarında görevden alınan eski Nurdağı Belediye Başkanı Ökkeş Kavak’ın bulunduğu 6 sanık yargılanıyor. İddianameye göre, Kavak Apartmanı, 1998 yılında ruhsatsız, yani kaçak olarak inşa edilmeye başlandı. 2001 yılında tamamlanan binada, Ökkeş Kavak ve M.T. yapı sorumlusu olarak görev aldı. İddiaya göre sanıklar, 2013 yılında “yeni bina inşa ediliyormuş benzeri evraklar tanzim edilerek ruhsatlandırma işlemleri” yaptı. Sanıklar, sahte belgelerle yapı ruhsatı düzenlenmesini sağlamakla suçlanıyor. Binanın 1997 ve 2007 yıllarındaki mevzuatlara aykırı biçimde yapıldığı, iddianamede anlatılıyor. Ayrıca binaya ilişkin yapı kullanım izni belgesi de yoktu.

Zemin etüt raporu yok

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin bilirkişi raporunda, binanın fiilen yapıldığı tarih itibarıyla herhangi bir zemin etütü, statik proje hesap raporu olmadığı anlatıldı. Raporda, binada kullanılan malzemelerin kalitesinin yetersiz olduğu ve iş bitim aşamasında proje ile uygulama arasında farklılıklar bulunduğu belirtildi. Raporda, bu eksikliklerin binanın yıkılmasında etkili olduğu vurgulandı.

Tutuklu yargılanan Ökkeş Kavak savcılık ifadesinde binanın yapımına imece usulü olarak M.T ve diğer bazı kişilerle birlikte 1997 yılında başladıklarını anlattı. Bina yapılırken Gaziantep’te yaşayan ancak ismen hatırlamadığı kişilerden mühendislik hizmeti aldıklarını savunan Kavak, 2013 yılına kadar ruhsatsız bir şekilde oturulduğunu itiraf etti. Bina sahiplerinin talebi üzerine kendisinin kolaylık olsun diye 2013 yılında yapı denetim şirketi olan 3T Yapı Denetim Şirketi ile anlaştığını anlatan Kavak, yapı denetim firmasının binadan numune aldığını, statik ve mimari yönden kendisine sağlam olduğunu söylediklerini, bu rapora güvenerek evrak üzerinde binayı ruhsatlandırdığını savundu.

Depremin ardından geçim mücadelesi

To view this video please enable JavaScript, and consider upgrading to a web browser that supports HTML5 video

Şantiye şefi: Binanın yerini dahi bilmiyorum

Belgelerde şantiye şefi olarak gözüken sanık S.Ç.K., savunmasında binanın yerini dahi bilmediğini, diğer şüphelileri tanımadığını, üniversiteden mezun olduktan sonra çevre edinme ve sektörde tutunma kaygısıyla yapı denetim firması yetkilisi olan K.A.’ya diplomasını verdiğini ve yapı denetim işlerinde diplomasını kullanmasına rıza gösterdiğini anlattı. S.Ç.K., bu bina dâhil olmak üzere yapı denetim firmasının denetim hizmeti verdiği binalarda evrak üzerinde şantiye şefi olarak gösterildiğini ancak fiilen görev yapmadığını kabul etti. Ancak bilirkişi raporunda, belgelerdeki imzanın K.’ya ait olduğu tespit edildi.

Depremde yitirdikleri yakınları için adalet arıyorlar

To view this video please enable JavaScript, and consider upgrading to a web browser that supports HTML5 video

Yapı denetim firmasında denetçi olarak adı geçen sanık F.Ö. de 2008 yılında üniversiteden mezun olduğunu, sigortasını yapması için sırf bu denetim firmasında çalışıyormuş benzeri kendisinin gösterildiğini öne sürdü. Yapı denetim firmasının da kendisini bu binaya kontrol elemanı olarak atayıp tutanaklara kendi adını yazarak adına sahte imza attıklarını düşündüğünü savunan Ö., nitekim kalıp ve donatı tutanakları ile beton döküm tutanaklarındaki imzaların kendisine ait olmadığını iddia etti.

Savcılığın aldırdığı bilirkişi raporunda, suça konu kalıp ve donatı tutanakları ile beton döküm tutanaklarındaki F.Ö. adına atılı bulunan imzaların şüphelinin el ürünü olmadığı tespit edildi.

DW Türkçe’ye sansürsüz nasıl ulaşabilirim?

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.