TÜRKBESD’den üretim ve istihdamda risk uyarısı

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), bölüme ilişkin 2024 yılının ilk yarı bilgilerini değerlendirdi. Rapora göre 6 ana ürün kümesinde geçen yıla kıyasla ihracat yüzde 4 geriledi. İç satışlar ise ilk yarıyılda yüzde 11 büyürken son 3…

TÜRKBESD’den üretim ve istihdamda risk uyarısı
Yayınlama: 01.08.2024
3
A+
A-

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği’nin (TÜRKBESD), dalın 2024 yılı ilk yarı değerlendirmesi paylaşılarak, üretim ve istihdamda risk uyarısı yapıldı.

Arçelik, BSH, Dyson, Electrolux, Groupe SEB, Haier Europe, LG, Miele, Samsung, Versuni (Philips) ve Vestel benzeri yerli, uluslararası, ithalatçı ve üretici firmaları bünyesinde barındıran TÜRKBESD’in paylaştığı bilgilere göre 6 ana ürün kümesinde geçen yıla kıyasla ilk 6 ayda iç satışlarda yüzde 11’lik bir büyüme kaydedildi.

Ancak bu yılın ilk 3 ayında ortalama yüzde 28 olan iç pazar büyümesi son 3 ayda ortalama -yüzde 5 düzeyine düştü. İhracatta da azalış trendi devam ederken, bu yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı periyoduna göre yüzde 4’lük bir azalma kaydedildi. Altı ana eserde ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışlar yaklaşık 16 milyon adet ile stabil kalarak, geçen yıla benzer seyretti. Bununla birlikte, üretim ölçüsünde bir evvelki yıla göre yüzde 1’lik artış görüldü.

Yüzde 7’lik üretim hacmi ile Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise en büyük ikinci üreticisi olan Türkiye beyaz eşya endüstrinin 33 milyon adetlik üretim ve 23 milyon adetlik ihracat kapasitesi bulunuyor. TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, 60 bin direkt 600 bin dolaylı istihdam alanı sağlayan kesimin Ar-Ge, dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarıyla dünya çapında rekabet ettiğini aktardı.

Sığın, global pazarlardaki daralma nedeniyle son 2 yıldır ihracatın düşüş eğiliminde olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: “İç satışlardaki büyümeye karşın, ihracattaki daralma nedeniyle 2023 yılında toplam pazarda yüzde 4,5 oranında küçülme kaydettik. Kesimimiz bugüne kadar kapasite kullanımı ve istihdamda herhangi bir kayıp yaşamadı; lakin ülkemizde ihracatı zora sokacak siyasetlerin bu tabloyu riske atmasından telaş duyuyoruz.”

“İç piyasanın gücüne çoğu zaman kinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz”

Bugüne kadar kesimin ihracat kaybını iç pazar büyümesiyle dengelediğini hatırlatan Sığın, “Haziran ayında geçen yıla kıyasla iç satışlarımızda yüzde 20 oranında bir azalma gerçekleşti. Bu oran son yıllarda gördüğümüz en önemli küçülmeye işaret ediyor. Son 3 ayda iç satışlarımızda önemli bir yavaşlama var. Çünkü bu yılın ilk 3 ayında ortalama yüzde 28 olan iç pazar büyümesi, son 3 ayda ortalama -yüzde 5 düzeyine düştü. Bugüne kadar ihracattaki düşüşe karşılık dalımızı ayakta tutan yegane destek iç pazardaki hareketlilik oldu. Üretim düzeyimizi yakın vakte kadar muhafazaya çalıştık lakin bu ay itibarıyla üretimde de yüzde 11 oranında azalma gerçekleşti. Yüksek sezon olmasına karşın iç pazar büyümesindeki yavaşlama ve ihracattaki düşüş trendi üretim ile istihdam için risk oluşturuyor. Haziran ayında ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam pazar büyüklüğümüzde karşılaştığımız yüzde 10 oranındaki küçülmenin üretimde kalıcı hale gelerek istihdamı etkileme olasılığından telaş ediyoruz” dedi.

“İç ve dış pazar istikrarı beyaz eşya endüstrinde sürdürülebilirliğin anahtarı”

Sektörün yüksek global entegrasyonunun, yatırımların yeşil ve dijital dönüşüm alanlarına odaklanmasını gerekli kıldığını da ifade eden Sığın, ulusal mevzuatın AB’deki düzenlemeleri kapsayacak şekilde güncellenmesi gerektiğini belirtti. Sığın, bu taraftaki revizyonların kesim özelinde AB ülkelerine olan ihracata katkı sağlayacağını ve ihracat sayılarına olumlu yansıyacağını öngördüklerini de ekledi.

Üreticilerin verimliliği artırmak, maliyetleri düşürmek için gayret gösterdiğine değinen Sığın, girdi maliyetlerindeki yüksek artışlar ve talepteki daralmanın bu çabaya direnç oluşturduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “İç ve dış pazar istikrarı beyaz eşya endüstrinde sürdürülebilirliğin anahtarı. Tüketicinin alım gücünü ve ihracat rekabetçiliğimizi koruyacak yaklaşımlar, bölümümüzün büyümesine destek olacaktır. Ülkemizin ekonomisine sağladığımız pozitif katkıdan ebediyen gurur duyuyor ve destek veren siyasetlerle bu ivmeyi sürdürmeyi arzu ediyoruz.”

Fatih Özkadı: DİR kullanımının kaldırılması rekabet gücümüzü kaybettirecek

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, 2014-2019 yılları arasında yüzde 30 olan adet bazlı ihracat artışının 2019-2023 yılları arasında yüzde 6’ya düştüğüne dikkat çekti. “Sanayimizin rekabetçilik gücünü artırmak için ihracatçılarımızın küresel pazarda rekabetçiliklerini olumsuz etkileyen yükümlülüklerin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. İhracat potansiyelimizi dikkate aldığımızda; beyaz eşya üretiminde ana girdi olan çelik sacların büyük ölçüde yurtdışından temin edilmesi ve bu eserlerde uygulanan gümrük vergilerinin yüksek olması, Dahilde Sürece Rejimi (DİR) kullanımının değerini artırmaktadır” diye konuşan Özkadı, pandemi sonrası Uzak Doğulu beyaz eşya üreticilerinin AB pazarında artan rekabeti karşısında DİR kullanımının kaldırılması ya da kısıtlanmasının, maliyetleri artıracağını ve rekabet gücünü olumsuz etkileyeceğini söyledi.

Mevcut destek sistemlerinin üretim ve ihracatı gözeterek bütüncül bakış açısıyla ele alınmasının değeri vurgulayan Özkadı, “2005 yılından itibaren AB, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve inovasyon fonları ile endüstrinin rekabetçiliğini artırmaktadır. Ülkemizde kurulacak ETS’nin de benzer şekilde yönetilmesi ve AB ile uyumlu olması temeldir. Bununla birlikte, bilhassa ihracatçılar üzerinde çok önemli maliyet baskısı oluşturan Geri Kazanım Katılım Hissesi (GEKAP) benzeri sistemlerin bütünsel bir bakışla kıymetlendirilmesi ve elde edilen gelirlerin kesimlerin dönüşümü için kullanılması son derece kritik kıymettedir. Beyaz eşya sektörü, enerji verimliliği sağlayan bir bölüm olduğu için ülkemizin ihracat gayelerine daha çok katkı sağlayabilir” dedi.

Mehmet Yavuz: Girdi maliyetleri makul düzeylerde tutulmalı

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz ise beyaz eşya sektörü olarak, son periyotta ülkemizde başlatılan ithalatta haksız rekabetin önlenmesine ilişkin soruşturmaları dikkat ile takip ettiklerini ifade etti. Yavuz şöyle dedi: “Özellikle paslanmaz çelik ve polistiren ürünlerine yönelik başlatılan anti-damping soruşturmaları, bölümümüzü direkt etkileyecek nitelikte. Damping soruşturması sonucunda ek vergiler getirilmesi, ürün maliyetlerini direkt artıracak ve enflasyonu tetikleyecektir. Benzer şekilde, polistiren de beyaz eşya üretiminde çok önemli bir girdi gereç. İç piyasada istenilen kalite ve kapasitede üretim bulunmadığından, ithalat zarurî hale geliyor. Herhangi bir ek vergi, ürün rekabetini ve ihracatımızı olumsuz etkileyecektir.” Bölümün rekabetçiliği için girdi maliyetlerinin makul düzeylerde tutulması gerektiğini vurgulayan Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu nedenle, soruşturmaların bölümümüzün muhtaçlıklarının da göz önünde bulundurularak ülkemizin bütüncül çıkarına uygun bir şekilde yürütülmesini talep ediyoruz. Kullanıcı dallar üzerinde fiyatı arttırıcı tesir yaratarak enflasyona neden olabilecek tedbirlerden kaçınılmalıdır.”

Semir Kuseyri: Düzmece servislere yönelik yaptırımlar düzenlendi

Beyaz eşya sanayicileri olarak satış sonrası hizmetlerde tüketici memnuniyetinin her daim temel öncelikleri olduğunu belirten TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri, tüketicilerin yetkili olmadığı halde kendilerini yetkili servis benzeri tanıtan şahıslar nedeniyle mağduriyet yaşadığına dikkat çekti. Yakın vakitte kanunda geçersiz servislere yönelik yaptırımları içeren gerekli düzenlemelerin gerçekleştirildiğini hatırlatan Kuseyri, tüketicilere yetkili servislere arama motorları yerine şirketlerin kurumsal web sitelerinden veya Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.