Özgür Özel’den Kobani davasına ilişkin ilk açıklama

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kobani davası kararına ilişkin olarak “bu dava siyasi bir dava” değerlendirmesinde bulundu. Özel, “Uzamasıyla zamanlamasıyla karar duruşmasının seçimden sonraya bırakılmasıyla her tarafıyla siyaseten kullanılmaya elverişli bir dava. Verilen cezaların kimileri istenene göre çok düşük ama burada Yüksekdağ ve Demirtaş’a verilen cezaların kabul edilir tarafı yok. Kimi bert kararları çok önemli ama geriye dönüp baktığınızda Yasin Börü suçundan bert ettiler. Bu dava siyaseten ne kadar çok kullanıldı bugün geldiğimiz noktada mahkeme Yasin Börü’nün vefatından sorumlu olmadıklarını söyledi. Bir partinin genel başkanı olmasan bert edenleri ve ağır ceza alanları hangi kategoride kıymetlendirmek gerektiği üzerine farklı beyin jimnastiği yapabilirim ama kim ne derse desin bu davada bir hukuk yok. Yargılama süreci türel değil” sözlerini kullandı.

Özel, Sözcü TV’de İpek Özbey moderatörlüğünde, Sözcü yazarı gazeteci Uğur Dündar ve Sözcü yazarı Deniz Zeyrek’in sorularını yanıtlıyor.

Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“(Ayhan Bora Kaplan davası)  Bu sıkıntıyı konuşacaksak işin şu kısmını kısaca hatırlamak gerekiyor. Kaplan aileden birisiyle birlikte Kızılay’ın ortasında korsan cd satışı yapan birisidir. Ağabeyini tartaklayanı vurarak mahpusa düşer, çıktıktan sonra uyuşturucuya düşen biridir. Ucu öbür yerlere dokunduğu için birtakım kabahatlerin çok üzerinde durulmuyor herhalde ama Kaplan dosyası enine uzunluğuna tartışıldığında burada tehdit adam kaçırma bir sürü şey, ayrıyeten devlete emanet yurtlardaki 18 yaşına yaklaşan kimsesiz genç kızların iş bulma çalıştırılma vdiyle ilk önce garsonluk akabinde yok alkollü lokanta denilerek felaket bir senaryonun içine sokulduğu bütün bu rezilliklerin içinde hepsi birden var. Benim yanımdan giden biri bununla buluştu. 15 Temmuz gecesi muhataplarımızı aradık, Meclis’in açılması gerekir, gelirler burayı sararlar meclisi ele geçirmiş olurlar meclisi açıp buradan direnelim dedik. Döndük dolaştık Meclis’e gittik, ikinci konuşmayı ben, üçüncü konuşmayı Mehmet Muş, Erhan Akçay, sonra Bekir Bozdağ konuştu. O sırada bizim yanılmıyorsam levent Gök konuştu. Süleyman Soylu da orada oturuyor. Ben Süleyman Bey konuşsun dedim. Kalktı geldi, kürsüye ve Meclis Başkanı’na dedi ki, benim vaktim geldi arkadaşlarla TRT önünde buluşacağım gençlerle dedi. Bu lafı dün benzeri biliyorum. Sonra Soylu’nun TRT önüne gittiği, kayıp silahlar konusunda TRT önünde buluştuğu birtakım sivil bireylere silah dağıttığı tartışmaları yapıldı. Sonra bu şahısların Ayhan Bora Kaplan ekibi olduğu ortaya çıktı. Belli bir süre sonra Soylu içişleri bakanı oluyor ardından da Soylu’nun tartışmalı süreci. Kaplan’ın himaye edildiğine ilişkin argümanlar çok önemli. Aslında bâtın özne diyebileceklerimizden biri de Soylu. Şayet bu soruşturma dört başı mamur yürüyecekse Soylu hakkında bir fezleke hazırlanacak, gelecek, oy birliği ile karma komiteden geçecek, dokunulmazlığı kaldıracak, yargı önünde bildiklerini anlatacak ki bu olay hakikaten çözülebilsin.

“(Sinan Ateş davası) Soylu’nun geçmişe en iyi ilgide olduğu kişi MHP ve son günlerde ortaya çıkan bir şey, Sinan Ateş iddianamesi yazılmış, her şeyin plakası var ama bir tane araca siyah Audi deniyor. Sonra o siyah Audi’nin hangi araç olduğuna ilişkin bir fotoğraf ortaya çıktı. Buna ERİŞEN arkadaşlar hamasetli bir iş yaptılar ama ne bunun ortaya çıkmasını gazetecilik başarısı olarak gören var… Hususun iki tarafı da bir taraf Soylu’nun işin ucunun kendisine geldiğini görerek süreci enfekte etmek için bunu servis ettiğini ve Ali Yerlikaya’nın üstüne yıktığını iddia ediyorlar; diğer taraf da diyor ki Yerlikaya MHP-AKP bağlantısını dinamitlemek ve Solyu’yu işin içine katmak için bunu yaptı diyorlar. Meğer fotoğrafın bâtın kalmasını beklemek suç. Burası bir hukuk devletiyse iddianamede o plakanın yazılmaması kabul edilemez. Bu süreç o denli kolay sindirilecek bir süreç değil ama şuna önemli şekilde ihtiyaç var, o aracın plakasının iddianamede olmaması başlı başına bir yargılama hususudur. Ben olağanlaşma diyorum, diyorlar ki yumuşama, Türkiye’nin normalleşemeye ihtiyacı var.

“

Ayrıntılar geliyor…