MHP lideri Bahçeli’den PKK’nın ateşkes kararına ilişkin açıklama

MHP lideri Bahçeli’den PKK’nın ateşkes kararına ilişkin açıklama

MHP lideri Bahçeli’den PKK’nın ateşkes kararına ilişkin açıklama
Yayınlama: 09.03.2025
2
A+
A-

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı sonrası PKK’nın ateşkes açıklaması yapmasına ilişkin açıklama yayımladı. Bahçeli ”Terör örgütünün açıklaması doğru ama isabetli bir açıklama değil. PKK terör örgütü ve iltisaklı gruplar derhal silah bırakmalıdır” tabirlerini kullandı. 

Bahçeli’nin açıklamasının tamamı şöyle: 

”Terörsüz Türkiye amacı, tarihin ve coğrafyanın huzurla mühürlenmesi, umutla müjdelenmesi, barış ve kardeşlik ruhuyla mücehhez hale gelmesidir.

On yıllardır milletimizin başına musallat olan kanlı musibetin nihayet sonu görünmüştür.

Sosyal, siyasal, ekonomik, güvenlik, toplumsal maliyeti ile birlikte insani ve vicdani kayıp ve mağduriyetleri yüksek düzeylere tırmanan silahlı şiddet ve ihanet dönemi kapanmak üzeredir.

Kaldı ki öbür bir seçenek ya da ileri sürülebilecek bir mazeretten bahsedilemeyeceği benzeri bölücü terörü haklı gösterebilecek hiçbir anlayış yahut hedeften söz açılamayacaktır.

Siyaset ve demokrasi hayatına düşen terör gölgesine artık sabır ve tahammül göstermek mümkün değildir.

Türk milleti harici ve dahili odakların baskı ve dayatmalarına göz yummayacak, risk ve tehditlerin daralan markajına sıkışıp kalmayacaktır.

Terörle demokrasi, silahla siyaset, kaosla huzur, bölünmeyle birlik ve beraberlik arasında inançlı bir liman, ara bir istasyon yoktur.

Aziz milletimiz makus ve menhus talihini yenmek için kutlu irade ve inancıyla devrededir.

Geride kalan 41 yıllık terör ve bölücülük enkazı el birliğiyle, ortak aklın imkânlarıyla, elbette samimi, gerçek, sabırlı, hasbi ve güven veren ataklarla kaldırılacaktır.

Terörün kanlı izleri silinmekle birlikte tortu ve kalıntıları da külliyen kazınıp atılacaktır.

Herhangi bir yol kazasının yaşanmaması, yanlış anlamaların tezahür etmemesi, hassasiyet tarafı ziyadesiyle fazla olan optimist gelişmelerin sekteye uğramaması/uğratılmaması konusunda son derece dikkat, sorumluluk, ihtimam ve uyanıklık gerekmektedir.

Önümüzde ihmali ve ihlali düşünülemeyecek altın bir imkan bulunmaktadır.

Bu imkan aynı vakitte vehimlere kapılmadan müşterek fehim, fecir ve ferasetle tedarik ve temin edilmelidir.

DEM Parti’nin sağduyulu, itidalli, sıcak iletilerinin yanı sıra dengeli ve istikrarlı adımlarını muhafaza gayreti sonucunda Türkiye partisi olmasının önü de açılacaktır.

27 Şubat İmralı daveti PKK terör örgütüyle birlikte diğer bütün uzantı ve grupları açıkça bağlamaktadır.

YPG’nin ve buna benzer terörist oluşumların anılan davetten muaf ve istisna olduklarını iddia etmeleri, çatlak ses çıkaranların bu mesnetsiz görüşü bir plan dahilinde paylaşmaları örgütsel ve kurucu önderliğin doğasıyla büsbütün çelişkilidir.

Terör örgütünü kuran feshini istemiştir.

Bunun dışında vakte oynamak, ortamı bulandırmak, süregelen pozitif gündemi tahrip ve tahrik edici nitelikte top çevirmek, siyasi ve türel düzenleme taleplerini ağırlaştırmak aymazlıktır.

Bilhassa melezleşmiş bir millet yapısını dikte etmenin peşine düşenler, yürürlükteki Anayasa’da sözünü bulan Türk vatandaşlığı tarifini pervasızca ve peşin kararlarla tartışmaya açanlar terörsüz Türkiye seferberliğini kesintiye uğratmanın düşünü kuran tatlı su kurnazlarıdır.

Gerçekçi ve geniş bir temelde mezkûr seferberliğin sonuca ulaşması halinde kazanması kaçınılmaz olan, bununla kalmayıp ortaya çıkacak muazzam barış ve bahtiyarlık vasatından ötürü göğsü kabarması kesin görülen elbette ortak mukadderat paydasında buluşan herkestir.

Bizim nazarımızda herkes Türkiye’dir, milletin tamamıdır.

Maşeri vicdan terörün kalıcı ve esaslı şekilde bitişinden ya da bitirilmesinden kesinkes yanadır.

Bu gayenin en kısa sürede ifa ve icrasında en küçük görüş ayrılığı yoktur.

Zaman ve yerin konjoktürel gelgitlerinden yararlanarak söylediği söz edilen ağır sorunun uzamasına, savsaklanmasına, hatta sabote edilip aykırı ve çarpık seslerin çıkmasına hizmet edenler hesabını veremeyecekleri vebal altındadır.

Türkiye’miz siyasi mutabakat ve toplumsal dayanışmayla terörsüz bir geleceği inşa ve ihya emelindedir.

Hiç kuşku yoktur ki terör, büyük ve kahredici bir insanlık kabahatidir.

Terör, insani miras ve emanetlerin hiçe sayılmasıdır.

Türk milleti terörle yaşamaya ne mahkûm, ne mecbur, ne de müstahaktır.

PKK terör örgütü ve iltisaklı gruplar derhal ve ön kuralsız silah bırakmalı, hatta kanlı silahlarını Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim etmelidir.

Ateşkes açıklaması doğru, istikrarlı ve isabetli bir açıklama değildir.

Çünkü ateşkes rejiminden bahsetmek için eşit ve hükümran güçlerin karşılıklı münasebet ve uğraşına sahne olan ahlaki, mantiki, yasal ve tüzel bir ortamın varlığı asla yoktur.

Bunun tam bilakis olacak şekilde, yapılacak her teklif, söylenecek her söz tek taraflı bir oyalanmadır ve beyhudedir.

Küresel siyaset ve stratejik ilgilerin pek çok sarsıcı gelişmeye hamile olduğu bir periyotta terör örgütünün bütün uzantı ve kontaklarıyla silah bırakması ikamesi olmayan bir gerekliliktir.

Jeopolitik kırılmaların tehlikeli şekilde vasat bulduğu bugünkü dünya tablosunda milli birlik ve dayanışma ruhunun işlerliğine ve fonksiyonelliğine ileri seviyede ihtiyaç vardır.

Bölücü terör örgütü, kurucu önderliğin 27 Şubat davetine müzahir hareket edip hiçbir kural ileri sürmeksizin silahla yollarını ayırmalı ve örgütsel varlığını sonlandırmalidir.

Bunun dışında hiçbir tasarruf, tahayyül ve tehir uğraşı saf ve makul kabul edilmeyecektir.

Anayasa’da amir karar olan Türk vatandaşlığı tarifi etrafında gitgide somutlaşan, daima irtifa kazanan tehlikeli ve huzursuz edici tartışmaların ifade ve fikir hürriyetinden daha çok yıkıcı ve zehirleyici işlevi vardır ve bu arka niyetli keşmekeşin hızla sonlandırılması samimi beklentimizdir.

Bölgesel nitelikli kaos dinamikleri son derece aktif ve fldir.

Suriye’nin Lazkiye ve Tartus kentlerinde yaşanan dert veren çatışmalar yaygınlık emaresi göstermektedir.

Dış ilişkili etnik ve mezhebi provokasyonların bir yanda ülkemiz diğer yanda komşu ülkeler aleyhine kapsamlı olarak sipariş edildiği anlaşılmaktadır.

Derin ve kontrolsüz bir buhran kapanına şuursuz ve fütursuz zihniyetler tarafından sürüklenmek istenen global ve bölgesel müesses mimari her türlü kriz ve kaosa açık haldedir.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında tecelli eden hakim ve havi uluslararası sistem ölümcül darbelerle tasfiyenin eşiğindedir.

Buna karşılık adalet, eşitlik, hakkaniyet ve haysiyet asıllarına saygılı bir dünyanın tesis edilip edilmeyeceği, siyasi ve stratejik yol haritasının ne zaman belirleneceği, demokrasi ve hukuk alanında görülen denetimsiz dağınıklığın ve dağılmanın nasıl toparlanacağı her insanı, her milleti, her ülkeyi yakından ilgilendiren ortak bir sancıdır.

İç huzur ve barış ortamını kardeşlik kültürüyle pekiştirmiş, milli onurla perçinlemiş Türkiye’nin gücüne güç katacağı, global ve bölgesel tehditlere karşı munzam ve mütemadi direniş göstereceği kuşkusuzdur.

Türk ve Türkiye Yüzyılı, huzur ve barışın yüzyılıdır.

Türk ve Türkiye Yüzyılı, dünya sallanırken milli teminatın yüzyılı, bin yıllık kardeşlik hukukunun yüz akı, doğudan batıya, kuzeyden güneye muazzez milletimizin gönül akını ve gövde gösterisidir.

Bu nedenle İmralı tarafından 27 Şubat 2025 tarihinde yapılan tarihi davete PKK’yla birlikte diğer uzantı ve iltisak halindeki örgütlerin riayet ve bağlılığı mecburidir.

Terörsüz Türkiye amaçladığı derhal gerçekleşmeli, terör hayatımızdan sökülüp atılmalıdır.

Aksi halde elinde kanunsuz silah taşıyan kim olursa olsun bedelini en ağır şekilde ödeyecektir.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.